Bir Soyadının Ardındaki Hikâye
Kayseri’de bir kasaba sabahıydı. Havanın serinliğini içine çekerek her zamanki gibi yürüyüşümü yapıyordum. Akşamdan kalan ince rüzgar, sabahın erken saatlerinde beni sarhoş eden bir huzur veriyordu. O anda, yaşadığım hayatın nasıl bir içsel karmaşaya dönüşebileceğini hiç düşünmemiştim. Ancak bir an, bir anlık dikkat dağınıklığı ve bir soyadının sorulmasıyla hayatımın ne kadar sıradan ve aynı zamanda ne kadar özel olduğunu fark ettim.
O Anın İçindeki Soruyu Hatırlıyorum
Bir kafede oturuyordum, kahvemi yudumlarken telefonuma gelen bir mesaj dikkatimi çekti. Mesajı gönderen kişi, yıllardır görmediğim bir arkadaşımdı. Mesajda “Türk nüfus kaydında en az soyadına sahip olan kişiyi araştırıyorum, acaba senin tanıdıkların arasında kim var?” yazıyordu.
İçimde bir kıpırtı oldu, mesleki anlamda insanların soyadlarının anlamını her zaman merak etmişimdir ama bu kadar küçük bir şeyin aslında insan hayatında ne kadar büyük bir yer kaplayabileceği hiç aklıma gelmemişti. Hemen araştırmaya başladım.
Soyadı ve Kimlik
Bir soyadı, bir insanın kimliğini sadece yasal olarak tanımlamaz; aynı zamanda o kişinin geçmişini, ait olduğu kültürü ve ailesinin tarihini de simgeler. Kayseri’de büyüdüm; burada soyadları genellikle köklüdür, insanlar ya kendi köylerinden ya da büyüklerinden gelen bir soyadı taşır. Her soyadı, bir ailenin mirasıdır. Benim soyadım da, çok eski zamanlardan gelirdi ve bana bu adı veren kişiler, tarihe tanıklık etmiş büyük bir aileyi işaret ediyordu.
Ama bu araştırmada bir şey dikkatimi çekti. Türkiye’deki en az soyadına sahip kişi, bir anlamda kimliksizlik ile yüzleşiyordu. Soyadı olmayan insanlar, sadece kendi isimleriyle var oluyorlardı. Soyadı olmayan birinin kim olduğunu, nereden geldiğini bilemezsiniz. Hiçbir kökleri yokmuş gibi hissettirebilir.
Bunun üzerine, Kayseri’de küçük bir arayışa çıktım. Gidip gitmediğim kafelerde, her köşede, her sokakta, bu tür soyadlarının neredeyse hiç var olmadığını fark ettim. Hiç tanımadığım insanların yaşamlarına girdiğimde, onlara bakarken yalnızca soyadlarının, kimliklerinin yokluğunda ne büyük bir boşluk olduğunu düşündüm. Gerçekten de, soyadı olmayan birinin hayatı ne kadar sıradandı, ya da ne kadar özeldi?
Kimlik ve Anlam Arayışı
Kayseri’nin dar sokaklarında yürürken, her adımda biraz daha derinleşen bu düşüncelerle, kimlik arayışının insanı ne kadar yorabileceğini düşündüm. Soyadının hiçbir anlamı olmayan bir insan, kendini gerçekten tanıyabilir mi? Yoksa insanlar, soyadlarını sadece bir etiket olarak mı taşır?
O gün sokakta gördüğüm yaşlı bir amca, bana doğru yürüdü ve merhaba dedi. “Soyadınızı alabilir miyim?” diye sordum, sıradan bir soru gibi. Adam birkaç saniye durdu ve sonra gülümsedi. “Beni tanımazsın, ama adım Ahmet, soyadım yok,” dedi. Şaşkınlık içinde kaldım, ama bu basit cevap bir şekilde beni derinden etkiledi. Soyadı olmayan bir insanın, kendini o kadar basit ve sade ifade edebilmesi, içimde bir karmaşa yaratmıştı. Ne çok düşünmem gerektiğini anlamıştım.
Kayseri’deki o eski sokaklardan birinde, soyadının yokluğu, bazen insanın kimliğine dair daha fazla soru işareti yaratıyor. Soyadını bilmediğim bu adamın ne kadar huzurlu olduğunu görmek, bana garip bir şekilde bir şeyler öğretmişti.
Huzur ve Hayal Kırıklığı
Sonraki günlerde, bu soyadı meselesi beni bir türlü bırakmadı. Aileler, kökler, geçmiş ve kimlik arasındaki bu ince çizgide, bazen bir insanın soyadı bile, kendini anlamlandırabilmesi için o kadar önemli oluyordu. Bir soyadının arkasındaki geçmiş, bazen çok büyük bir yük de olabilir. Belki de soyadı olmayanların yaşamı, bu yükten arınmış bir hayat sunuyordu. Ama bir soyadının, insanın varlığını biçimlendiren bir şey olduğunu da kabul etmeliydim.
O sabah, Kayseri’de yürürken, bir soyadının en az olduğu yerin aslında insanın kimliği ile ne kadar örtüştüğünü daha iyi anladım. Soyadı olmayan insanlar, kimlikleriyle o kadar açık bir şekilde varlardı ki, hiçbir zaman kaybolacakmış gibi hissettirdiler. Bu farkındalık, bir anlamda beni rahatlattı, ama bir o kadar da üzüntüye boğdu.
Bir Soyadının Gerçekten Ne Anlamı Var?
Bazen, kimliklerimizin sadece görünüşten ibaret olmadığını, içinde barındırdığı geçmişin çok daha derin olduğunu unuturuz. Bir soyadı, sadece bir etiket değil, insanın kimliğinin ve ailesinin mirasının taşıyıcısıdır. Ama en az soyadı olan bir kişi bile, kimliğini her adımda kendi yarattığı anlamla tanımlar.
Bugün Kayseri’de yolda yürürken, bir soyadının ardında yatan öyküleri daha iyi anladım. Belki de soyadının en az olduğu kişi, hayatta kendi kimliğini yaratabilme özgürlüğüne sahip olan kişidir.
Böylece Kayseri sokaklarında, her adımda daha da derinleşen bu düşüncelerle, yalnızca adımın değil, ruhumun da özgür olduğunu fark ettim.